Yeter Artık
Bu en son yolculukta, yine baharsız yazsızZemheri ayazları kuşattı donuyorumKalırsa bu simsiyah ufuklar hep beyazsızYine kâbus sararsa diye çok korkuyorum Kırıldı zulmün beli, kalmadı hiç takatiSu çileli ömrümün gelmiş eşref saatiAyın on dördü gibi parlayan hakikatiGörmem bile yetmiyor, bir daha soruyorum Adını koyamadım, yutkunduğum kederinBana bir kalem-kâğıt, bir de sevdamı verinDünyamıza hakikat kuruldu mu gösterinGerçek ortaya çıksın, yeter artık diyorum. BU KERVAN NERDE DURACAK? Sebebi sizsiniz korkularımızınSizin yüzünüzden kenetlendik birbirimizeSizin yüzünüzden, boyun büktükBunlar daha az zalim diyeAdını bilmeyip rüyada görmediklerimize…Soğukta kalmış kuşlar gibiSokulduk kendi içimize, sizin zemherinizde ...Şimdi altın rengi bakışlarımTitrerken uzak-yakınTitrerken mutlu-hüzünlüBana düşenKanat çırpmak kendi ufuklarımda… Güç dengesi yoktu benim savaşımdaFillerin çiğnediği çiçeklerden biriydim.Her gün bin can verdiğim bu savaşım sürerkenSonuç nedir bekleyerekÇıkıp saklandığı yerdenBayrağı alıp zafer naraları atanlarınSebebi de sizsiniz.Sesi gür çıkıyor bugün bunlarınÇünkü bunlar hiç ölmediler, dirilmediler,Çünkü bunlar zulüm nedir hiç bilmedilerBu sahte kahramanlara suskunluğumunSebebi de sizsiniz, bunu da bilin. ‘Sığ sularda oynadığın yeterGel!’, diyenlere baktımNereye gidiyor bunlarBenim çıkıp indiğim yerlere mi?Ayağımın altına omzumu verdimEzmedim kimseyi heveslerim içinHiçbir gözyaşının gölgesine çadır kurmadımÇay içmedim hiçbir zulmün kameriyesindeBen kendi nağmelerimle kendi sesimdeTürküler okurken hüzünlendim ağladımİnledim yutkunarakŞakaklarımda kurşun yaralarıyla ‘Bırak, bırak, bırak!’Diyenler haykırarakSöylemediler bilmem nedenBu kervan nerede duracakAvuçlarımda umutlarGözlerimde ihanetlerden kalma yaralarGönlümü depreştirmiyor şimdiki naralarGülümsüyorum, dudağımın sol ucuyla yarım yamalakŞarkılarıma geçerken bir demir tarakSöyledim rüzgârı arkama alarak‘Saçların rüzgârı tel tel biçendeDudağın dilinden şerbet içende…’ Can verir can alır birer birerHer bir hüsran, her bir hicran, her acıBaşına sürmüyor kel, buldu da bir ilacıSözlerimde saplanıp kaldı bu gizli sancıBebekler tuttu ya artık işaret parmaklarımıYıkıl ey kanlı kâbusYıkıl ey bedduacıYıkıl ey şom ağızlıYıkıl ey nar ağacıÂdem elması verip kandırma beniKandırma artık beniBen de sokulmam bir delikten iki kere…