Hüzünlü bir şarkı yeter
Hazırım ağlamaya
Söyleyemem sebebini sormayın
Korkularımı saklıyorum...
Bırakmak istiyorum, en fazla
İki ayakla gidenlerin ellerini, olmuyor
Aynı dili konuşamadık, konuşamıyoruz
Yan yana yürüdüğümüze bakmasın kimse
Biz aynı yere de gitmiyoruz…
Anlamayacaksın belki nedenini biliyorum
Yalnızlık girdaplarında çalkanışımın
Kader mi nedir dersen
Değil, vallahi değil, billahi değil
Suçlama kaderi ben varken...
Ben koşulsuz çıktım yola, koşulsuz yürüdüm
Çok gençtim bilemedim, neydi bunun bedeli
Sonra, nice sonra sen geldin
Karanlıkta yakılmış bir ışık gibi
Gördüm gözlerini, tuttum ellerini:
‘Beklemiyordun ama geldim’ dedin
Ben koşulsuz sevdim, koşulsuz sevindim…
Büyük söz mü söyledim yoksa senin için
Neydi o bal yerine zehir zıkkım yediğim
Neydi düş yerine gördüğüm o kâbuslar
Şimdi suskunum yine, üzgünüm, yine yalnızım
Yalancı gölgelere sığmayacak kadar yandı canım
Belki de büyüdüm biraz, yaşımla orantılı olmasa da
Ağarmış saçlarımla yaşıt olmasam da büyüdüm
Ne kaldı avuçlarımda bilmiyorum inan…
Sen benim incimsin eğer bulursam bir gün
Yeniden kaybetmek istemem, demiştim
Aramaktan yoruldum, yıldım, tükendim
Ama sanma ki ey umudumun sorguçsuz tacı
Vazgeçtim uyanık gördüğüm düşlerden
Hayır, bin kere hayır, yüz bin kere hayır!
Bir sen eksiksin, bir sen yoksun
Bir sen tutmuyorsun çöken çatımı
Bir sen omuz vermiyorsun, ben böyle ezilirken…
Gel, ne olur gel, otur dizlerimin dibine,
Gel, evrenimin direğini tut, ayakta kalayım!
Acı esmesin artık rüzgârlar
Gel! Yüreğimi yakma
Beni ateşlerde bırakma gel!
Dört kürek topraktır acıların tek hakkı
Atalım, kimse üstüne çiçek ekmesin
Gizlice süzülen gözyaşlarımı
Varsın kimse silmesin
Yalnızda ağlanır, başımı yaslamadan bir omza…
Bilge yanım kuşatsın beni,
Diyorum her zamanki gibi ancak
Her yol da yürünmüyor ki tek başına, canımsın
Gel, gel sen beni taşıyan kanatlarımsın
Gel canımın ta kendisi, hep yanımda ol
İyi gelir bana kokun, gülüşün
Gel, beni yalnızlığına bırakma
Kopartma kendini dalımdan, çiçeğimsin
Özümsün, iki gözümsün
Konuşunca baldan tatlı sözümsün
Yangın yerine döndürme şu gönlümü, gel!
Geçecektir bu koyu karanlıklar, dedim
Ah sebep! Evin yıkılsın, demedim
Karanlık denizlerde bulduğum inci tanemsin
Kimse el uzatmasın, çalmasın kimse
Ben müjdeler beklerken kulaklarım çınlasın
O müjdeler gelsin ve desinler ki bana:
Gözün aydın ey gönlündeki kuyuların bekçisi
Ey yazgısını silip baştan yazan ey
Gözün aydın ey gözleri yollarda kararıp kalan ey
Mutluluk gözyaşları dökülürken gözümden
Ben de diyeyim ki: ‘Dostlar sağ olsun,
Dostlar var olsun!
Aydınlığı içinde, aydınlığı içinde...
Ayten DURMUŞ