YURDUMA TÜRKÜ

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 23.01.2020

Gül kokulu vatanım! Gül kokun kana batmış

Gülünü el koparmış, dikenin cana batmış

Tükenmiş tüm nefesin hainlerin elinden

‘Yaşananı yaz’ desem, kan damlar kaleminden.

İşbirlikçi anlaşmış nerde düşmanın varsa

Toplanıp tüm hainler dört bir yandan sararsa

Çırpınırken ey yurdum işin çok zor bilirim

Çağır beni imdada nerde olsam gelirim.

Hadi anlat göz nurum bütün acılarını

Baş ağrın, iç bulantın, beyin sancılarını

Dök içini can özüm, dinlemekten yorulmam

Suçlayıp kızsan bile yine sana darılmam

Sen benim her varımdan sevgili vatanımsın

Göğsümde yürek gibi çırpınıp atanımsım...

 

Beni sorma hiç benden, ne desem yalan olur

‘İyiyim’ sözü beni sokan bir yılan olur.

Sen de benim yorulmuş başımı dizinlerine

Yatır, yalnız dinlerken hâkim ol gözlerine

Ağlama, dayanamam senin göz yaşlarına

Her damlan şehitlerden dökülen kan bağrına

Sen onu emanet bil ta haşir gününe dek

O gün şehitler önden al kanıyla gidecek

Kokusu miskten güzel, öteden bir esinti

Getirir sevenlere gökten gelen çisenti

İşte ben bu kokuyla sarhoşum bu dünyada

Bilsinler ölümsüzüm yandığım bu sevdada

Ey şehitler kanına bezenmiş al bayrağım!

Hilâlinin uğruna adandı her bir canım…  

 

Şu yüreğim -bilmezsin- kaç kez nişan alındı

Kardeş, dedim; dost, dedim; tüm sözlerim çalındı

Çalmışlar, doymamışlar; yemişler, kudurmuşlar

Kene gibi halkımın sırtına oturmuşlar

‘Devletin malı deniz’ diyenler ‘misal’ olmuş

Resmîleşmiş soygunlar, domuzluk yasal olmuş

İşte bunlar semirir yatarken yerlerinde

Düşünceden eser yok zihin çöplüklerinde

Bedeni kadar sever hastalıklı tutkular

Zincirliyor yerine ‘sözleri’ boş korkular

Söz vurmaz, vurulmadan gönül bir sevgiliye

Sundular laf artığı sözleri şiir diye

Gönül artıklarıyla söz olmaz, şiir olmaz

Yanmam derse bir cevher, tunç olmaz, demir olmaz.

 

Çifte kınından çıkar bir silah bir de kalem 

Bu bayramda kurban et, kesilsin bitmez elem

Sırtımızdaki zulmün kalemini kıralım

Yasayı ve töreyi yeni baştan kuralım

Parçalansın pranga, kırılsın boyunduruk

Devrilsin hainlerin sığındığı korkuluk

Kurtulsun yurtlarımız inleyen sessiz çandan

Kararmış iklimine gerçek dolsun dört yandan

Hakikat güneşiyle gözlerimiz kamaşsın

İnancım kutlu elde dokunmuş bir kumaşsın

Bu kumaştan dikilir bizde umut sancağı

Hep birlikte diz vurup öptüğümüz toprağı

Bin yıldır can ekerek yurt kıldık kendimize

Koynuna canan verdik, candan tatlıdır bize…

 

Güzel yurdum bir daha helalleşelim bugün

Bir mezarlık yer yeter bağrında öldüğüm gün

Ben senin kollarında yerden göğe uçarken

Ateş yüzü görmesin ey ülkem seni seven!

Helal etmem bil seni milletimden başkaya

Bir toz zerreni bile; değil taş, değil kaya

Böylece benim de tüm haklarım helal sana

Kalk haşirde benimle kıyamet koptuğunda

Diyelim: ‘Ey Rabbimiz! Cennet vatanla güzel!’

Her nereye gidersem oraya benimle gel

Ta ki ben anlayayım; Cennet ne, Cehennem ne?

Razıyım sonsuza dek güneşine, gölgene

Üşürsem ısıt beni, yanarsam gölgelendir

Yalnız ve soylu yurdum mutluluğum sendendir.

 

Sana acı vereni, her yandan acı sarsın

Tükenmesin kederi ‘ölüm’ diye yalvarsın.

Yeter artık durduğun, ey yerinde oturan

Yurdumun havasıyla, suyuyla hayat bulan

Bu toprak candan aziz çünkü bize vatandır

Sahibi bizim kadar yer altında yatandır.               

Ey Rabbim! Koru benim yurdumu, milletimi

Islah buyur tufanda çırpınan devletimi

Ta ki yükselsin adın, mazlumlar umutlansın

Ta ki Rabbim İslam’ın sancağı dalgalansın

Mazlumların umudu milletime yardım et

Rabbim! Beni duama ‘Âmin!’ diyenle haşr et!

Sendendir bütün gücü sözümün, kalemimin

Yer ve gök avuç açtı, âmin Allah’ım âmin!