NEDEN?
Aşk, bir ateş denizini içinde taşımaktırSeven, kendine kıyarSevdiğine kıyamaz, demişlerdiSen, benzersiz aşk türküleri okuyarakHep bana kıyıyorsun... Neden? Yaşayanlar yaşlanır, varlığın doğası buPembe bulutla gönül yükselirdi bir zamanİncelirdi kalın olan ne varsaKuşatırdı yufka ekmek gibi katığıSen hala bunca kalınsın... Neden Gözden çıkardım gördükleriniSevmek, sürükleyen zincir değildirSaçıp savurma sonradan görme gibiAcıtma yoksul gönülleri demiştimSen bıçağını kanırtıyorsun... Neden Yorulduğum bellidir sırtımdaki yüklerdenSen bu yüklerin üstüne kuruluyorsunSözlerim ‘Sevgi Bildirisi’ okurken her yöneÖylesine geliyor, geçiyor, anlamıyorsunSağır kesiliyorsun... Neden Ben alınacak bir kale değilimBenim, diyeceğin bir toprak da olamamSözlerini tekrarlayarak da konuşamamKanatlarımı kırılmaya da bırakamamÖzgürlüğüme dayanamıyorsun... Neden? Yılların pençeleri asılmış her sözümeYolumuz ayrılsın, desem olmuyorGönlüm özlüyor göğün derinleriniYüreğim daralıyor bakışlarındaSen bakışlarımı bile görmüyorsun... Neden Benim yazgımda ne var sormadımNe uğruna tükettim koca yıllarıDeğdi mi değmedi mi bilmem ki ağarmayaBin türlü acının ellerinde saçlarımSen, bir kez ‘Üzülme!’ demedin... Neden Göğü pembe, suları yeşil boyayabilirdimDikebilirdim yüreklerdeki yırtıklarıSense üzüntü bulunca sarılıp çığ oluyorsunDüşüyorsun çukurlara ben yalnız kalıyorumYeter bunca yoruyorsun... Neden Benim sağ yanım hep boş kaldıYokluğundur buram buram savrulanArkasızım derken, güçsüzüm derkenBekledim bir yerlerden çıkıp gelmeniVe hala beklemekteyim... Neden Say ki kokusuz çiçekSay ki köksüz, gölgesiz ağaç…Böylece yaşamanın bir anlamı olur mu?Sensiz ölürüm, demiştin hani banaOysa yaşıyorsun hala... Neden? Gelmen mümkün mü, bekleyeyim mi?Değilse vaz geçip umut mu keseyimBen çıktım düştüğüm her kuyudan bin yaraylaSakladım sevdamı kutlu emanet gibiSen neden anlamıyorsun… Neden? Sen kendini de kandıran bir yalancı mıydın hep? Ayten DURMUŞ