BEN AŞKA İNANMADIM!

Ayten DURMUŞ

Ben aşka inanmadım, gülüp geçtim bilirsin 

‘Bir yanılsama’ derken ruhuma dolan sendin!

 

İsterdim ki sözümün yanlışını sen düzelt

Çünkü sarp bağlarıma destursuz dalan sendin! 

 

Soylu bakışlarınla titrettiğin gönlüme  

Temiz gülüşler sunup hüznümü alan sendin!

 

Her halimi sözlere dökmeye gerek yoktu

Gizli saklı nem varsa demeden bilen sendin!

 

Bilmem nasıl duyardın söylenmemiş sözümü

En parlak düşüncemi kuşkuya salan sendin!

 

Çağırmadım ben seni, gördüm ki sen gelirdin

Anlamıştım gönlümün yolunu bulan sendin!

 

Aklımın sürgüleri açılırken çaresiz 

Bulduğu tüm yollardan kapıma gelen sendin!

 

Geldiğinde dedim ki: ‘Dostum sana âşıkmış!’

Sözlerimi dinleyip kahrından gülen sendin!

 

Sonra karardı gökler… Yağmur… İğde kokusu…

Güzel yüzüne yağan yağmurla nalan sendin!

 

İlk o gün titredim ben, ilk o gün yandı içim

Satırlar arasında aklımı çelen sendin!

 

‘Olmaz’ dedim kendime, ben aşka inanmam ki 

Altın hayat ilkemi gülerek silen sendin!

 

Benim bunu anlamam, neden çok uzun sürdü

Bu geç kalışa yine saçını yolan sendin!

 

Kendi öz ellerimle gönderdim seni çöle   

Şuydu sakladığım sır: Kalbimi çalan sendin!

 

Neden hiç düşünmedim, çöller seni kavurur 

Ben yanarken aşksızlık çölünde solan sendin!

 

Bir bencil hatırına ipe çektim seni ben 

O baharda gönlümde ecelsiz ölen sendin!

 

‘Dost’ deyip tuzağında beni kurban edene

Diyemedim: Ey kıskanç, arada yılan sendin!

Kitli odamda bugün kendimle baş başayken

Gördüm gönül köşemde saklanıp kalan sendin!

 

Yağmura koku katan iğde çiçekleriyle 

Her baharda can bulup dünyama gelen sendin!

 

Aşk var mı, bilmiyorum; kesin yok demiyorum

Gerçeğin aynasında gördüğüm yalan sendin!

 

Af dilesem bugün ben, senden ikimiz için

Bir aşk için kendini binlere bölen sendin!

Söyle şimdi adını anmadığım sevgili!

Yeniden bize doğru eser mi sevda yeli? 

Der misin yine bana: ‘Tek aşkım sensin benim!’

Belki bu kez açılır gönlümün suskun dili

 

Adın anahtar olur, ‘Buyur’ der, aşkın ili…