BİR KEVSER HAVUZU BULDUM!

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 18.09.2025

Bir Kevser havuzu buldum, yürekleri yanan gelsin
Yürüdüğü çıkmazları anlayarak dönen gelsin.
Varlık, Hakkın ayetidir, gönül de Hakkın beytidir
Haccetmeye herkes değil, aşk suyunda yunan gelsin. 
Yer yerinden edilmeden, ‘Dost nerdesin?’ denilmeden
Erciyes’in karı gibi beklenmeden inen gelsin.
Bindirme ele yükünü, çeken görecek kökünü
Bizde bahar müjdesi var, gönül gözü donan gelsin.
Bin tövbeli, bin firari, bin cimri, bin de savurgan
Oruçluya iftar vakti yüreğini sunan gelsin.
Varlık yokluk düşünmeden, kendince bir yolda giden
Ekmeğini bu sevdaya gönüllüce banan gelsin.
Elin ateşine gülen, avucunda suyla gelen
Kendi ateşende yanıp göyünerek sönen gelsin.
Korkuluğun çıkmaz canı, bin silah sık akmaz kanı
Takma başa, karga değil, kartal gibi konan gelsin.
Sahip olasın beline hem eline hem diline
Dediler kurban yerine, karılmamış kınan gelsin.

Her bir Harun, Karun olmuş, sorgulasan sorun olmuş
Bakıp saçına aynada, dünya sonsuz sanan gelsin.
Mal canın yongası dedin, kimselere veremedin
Yiyip de bitiremedin, el atına binen gelsin.
Hep bir ağızdan aferin, başköşede yerler verin
Varsa dünyada gösterin, haramlarla onan gelsin.
Akıl ermez işlerine, bin yıl yetmez düşlerine
Öyleyse bak geçmişine, çağır büyük ninen gelsin. 

Kaf Dağı’na yolculuk var, kim benimle yola çıkar
Dediğimde yola düşüp tuzlu suya kanan gelsin.
Gökte şimşek çaktığında, yıldırımlar aktığında
Beni kendisidir sanıp kendini el sanan gelsin.
Umutsuzluk yas verirmiş, mutsuzluk hasta edermiş
Cüppesine tapan derviş, demiş ki: ‘Soyunan gelsin!’
Dedim: ‘Hoca ne okursun, inanmadan ne bulursun
Unutanlar yanda dursun, Hakkı her an, anan gelsin!’
‘Her işin vakti var!’ dedik, yorulup telaş etmedik
Her anı sonumuz bildik, bekledik hep son an gelsin.
Dünya alçaktır güvenmem, daha vakit uzun demem
Rızkımdan öteyi yemem, beklerim ki canan gelsin…
Beklerim canan gel desin!

YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILIMIZ HAYIRLI OLSUN!

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 07.09.2025

MEB’in son verilerine göre Türkiye'de, anaokulları, ilk ve ortaöğretimde yaklaşık 20 milyon öğrenci bulunmaktadır. Bu sayı, Yunanistan, Azerbaycan, Belçika, Suriye, Macaristan, Romanya, İsviçre, Portekiz, Avusturya, İsveç, Libya, Norveç, Finlandiya, Bulgaristan gibi sayabileceğimiz pek çok ülkenin toplam nüfusunu birkaç kez katlamaktadır. 1.2 milyon dolaylarında öğretmen, yeni eğitim-öğretim için hazırlık yapmak; 75 binden fazla okul ve 750 binden fazla derslik de yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanmaktadır. Bu durum, yapılmakta olan eğitim-öğretim işinin hiç de kolay olmadığını ortaya koymaktadır. 

Ülkemizde, pek çok yabancı ülkenin toplam öğrencisi kadar da yabancı öğrenciye eğitim-öğretim verilmektedir. MEB’in açıklamalarına göre anaokulu kademesinde 64.232 bin, ilkokul kademesinde 432.754 bin, ortaokul kademesinde 349.111 bin, lise kademesinde 152.470 bin olmak üzere toplam 998.567 bin yabancı uyruklu öğrenci Türkiye'de eğitim almaktadır. MEB tarafından yakın tarihte, bu sayının 1 milyon 6 bini aştığı ifade edilmiştir. 

Üniversitelerde ise YÖK verilerine göre 7 milyonun üzerinde öğrenci bulunmaktadır. Bu okullarda, 198 farklı ülkeden 15 bini burslu olmak üzere yaklaşık 350 bin dolaylarında yabancı öğrenci/uluslararası öğrenci eğitim almaktadır. Bunlardan 62 binden fazlası 53 Afrika ülkesinden gelmiştir. Geri kalan yabancı öğrencilerin büyük çoğunluğu, Suriye, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Mısır, Somali, Kazakistan'dan gelmektedir. Suriyeli öğrenciler, ülkelerinin durumu nedeniyle bir üniversiteye girdiklerinden katkı payı ödememektedirler. YÖK, yabancı öğrencilerin, ülkedeki gençlerin eğitimi açısından bir hak kaybına neden olmadığını, bunların %95 kadarının eğitim masraflarını kendi imkanlarıyla karşıladığını ifade etmektedir. 

BEN AĞLARIM, AHMEDİ MUHTAR AĞLAR!

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 10.08.2025

Beni dinle dur biraz, sözümü iyi anla: 
Ahlaksızlar elinde bu öksüz diyar ağlar! 

Kadın yolu şaşırdı, erkek tümden yitirdi
Bir kılavuz yok diye namus ağlar, ar ağlar!

Yurduma kapak atan süprüntüler elinde
Soylu yiğitlerimin asıldığı dar ağlar!

Sana beş beden büyük, kurulduğun o makam
Çaldın çırptın, rüşvetle kazandığın kâr ağlar! 

Hırsız, hain, yalancı: Üst düzey, zengin, güçlü…
Adaletin kılıcı asılmış duvar ağlar!

Onlara hep zenginlik, bize şehadet düştü
Bu nasıl taksim diye, yine de onlar ağlar!

Başımızın tacıyken şehitlerden emanet
Ana-baba, eşlerle, oğullar, kızlar ağlar!

Bize ‘sağ-sol’ dedirip yüz bin plan yapmışlar 
Geç anladık nafile, güle bakıp har ağlar!

Gözünü-umudunu yurt dışına çeviren
Şu körpecik yürekler, inler durur zar ağlar!

Açlık, kıtlık canına tak etti çaresizdi 
Kirli sular içine karışan pınar ağlar!

Nerde coşkun çaylarım, nerde görklü bağlarım
Göz yaşımın seline eğilen çınar ağlar!

Biz dağlarda yaşarken ovamız talandaymış
Mor sümbüllü yaylamda yaslı karalar ağlar!

Onca zaman sabırla zalimlerin üstüne
Lavlarını bekleten şu ulu dağlar ağlar! 

Bunca zulüm-talana, azgınlığa, vurguna
‘Daha yok mu?’ diyerek cehennemde nar ağlar!

Hangi yana dönersem zulüm, yokluk, sefalet
Zalime sıkılmayan paslı kurşunlar ağlar!

Kimsemiz yok mu bizi ayağa kaldıracak
Boynumuz neden bükük, yaran ağlar, yar ağlar!

N’olur bir yol gösterin, bu nasıl kâbus böyle 
Yurdumun temelini canla atanlar ağlar!

Yanan gönlüme çare, ateşime su dedim
On bir ay sessiz bekler, zemheride kar ağlar!

Ne yürünecek bir yol ne de bir dava kaldı
Ömürlük çabamıza kuru ırmaklar ağlar!

Ben ağlarım, susarsam kararan gökler ağlar!
‘Nerde ümmetim?’ diye Ahmedi Muhtar ağlar!

‘Nerde ümmetim?’ diye Ahmedi Muhtar ağlar…

YÜREĞİMİN YÜKÜ!

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 02.08.2025

Yüreğimin yükünü nereye indireyim?
Gönlümdeki sızıyı ne yapıp dindireyim?

Ağlamak gerekmiyor göz yaşları dökerek
Yaldızlı gök kubbeme çöktü verdiğim direk.

Ne gidende umut var ne dönende mutluluk
Gördüğüm yüreklerden kan gider oluk oluk. 

Şehrin ışıklarında nice umut kıpırdar
Bir gönül dostum gelsin, tek kişilik yerim var. 

Yalnızlığım kudurur köpüren ırmak gibi
Sorma ‘Nasılsın?’ diye gördüm yine en dibi. 

Sırt verdiğim dağ çöktü, tutunduğum dal kırık
Kurtuluş sahilinde bineceğim sal kırık.

Ne yapayım şimdi ben, kime çare sorayım
Düşümü yorumladım artık nasıl durayım. 

Gözlenen yolcu benim yaklaşırken tan vakti
Ayağa kalktığımda bayraktar sancak dikti. 

Tuttu elimden benim özgürlük dağlarımda
Yanlışım yine çoktu olgunluk çağlarımda.

İş başa düştü belli, yangın çıktı, han bizim.
Nedensiz ölümlere gönderilen can bizim. 

Kutlu soyun çocuğu, el bilmez değerini
Her yolcuya pek çabuk veriyorsun yerini.

Oysa baş köşe senin, Han’a yaraşır hanlık
Sürüye köpek gerek fakat başka çobanlık. 

Konuk gibi olur mu sahibi bir hanenin
Bölmeye razı değil, miras gücü yetenin. 

Çapulcular doluşmuş hanı yağma var diye 
Dönmüş her biri hemen ciğer görmüş kediye. 

Madem öyle sen neden güçsüz gibi durursun?
Ata mülkün talanda, el gibi oturursun.

Ağzını açtığında dinlenecek söz olsun
De ki: ‘Dört iklim benim; bahar olsun, güz olsun.’

Yaylalarda ceylanım, ıssızlarda kurdumsun
De ki: ‘Her bir şehitle yoğurduğum yurdumsun!’

Talandayız, nerdesin, yine düş önümüze
Savaşmak tutkusunu aşıla özümüze.

Ta ki düşman titresin, delik arasın fare
Meydan okuyan başlar, devrilsin kara yere. 

Biz kim idik bilelim, kendimize gelelim!
Kötü ise yazgımız alnımızdan silelim. 

Adalet adımızdı, özgürlük soy adımız
Zalimleri titretsin dile gelen yâdımız. 

Ben işte tam o zaman kendime ‘mutlu’ derim
Yaratandan kut alıp baş olan ‘kutlu’ derim. 

Yüreğimin yükünü o zaman indiririm
Gönlümdeki o derin sızıyı dindiririm.

Sen de beni görürsün ta özümden gülerken
‘Bedene uygun bu baş, yakıştı bize’ derken.

Milletimin yazgısı yazılsın yeni baştan 
Göğümüzde ışıklar, parlasın mutluluktan.  

Göğümüzde ışıklar parlasın mutluluktan! (A. D)

ERNEST İLE KONUŞMALARIMIZ - 7

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 19.07.2025

‘BEN FİLİSTİN’İM’ DEDİ

Bende kalanlar, benden gidenler çok oldu ve ben gülümsemeyi unuttum çoktan. Gönlüm iyi haberler için duada. Uzun süre sonra Ernest’in yeni bir mektubu geldi, yine bir yardım kuruluşu gönüllüsüne vermiş, Türkiye’ye geldiğinde postaya versin diye. Gönderildiği yere baktım Ankara’dan postalanmış. Ernest, zarfın arkasına ilk anda ne olduğunu anlayamadığım bir çizim yapmış. Bir çocuk eli, bir kalbe dokunuyordu.

Altında üç kelime vardı: “Abdurrahman’ın ellerine dokunun.”

Bu kalp kendisini mi yoksa beni mi temsil ediyordu bilmiyorum.

Hemen mektubu açtım: ‘Efendim, bu geceyi kalabalık bir kampta geçirdim. Sürekli bombalar altındayız. Dün, yıkılmış bir duvarın arkasında onu buldum. Küçücük bir çocuk, yedi yaşında belki sekiz. Üzerinde kirli bir atlet, ayağında tek terlik. Adı Abdurrahman’mış. Bana “Ben Filistin’im” dedi. Arapçam iyi olduğu halde ilk anda ne demek istediğini anlayamadım. Sonra konuştukça ne demek istediğini anladım. Annesinin kolu kopmuş üç gün önceki bombalamada, babası tam üç gündür enkaz altındaymış, dört kardeşinin üzerine duvar çökmüş. Kendisi ve küçük kardeşi o anda dışarıda oynuyorlarmış.

ERNEST İLE KONUŞMALARIMIZ - 6

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 11.07.2025

HANZALA YÜZÜNÜ DÖNSE NE GÖRECEK ERNEST?

Ernest gitti, vedalaşmadan, birlikteyken yazılar yazdığımız masanın üstüne bir not bırakarak: “Efendim, Yusuf’un ayak izlerini takip etmek için gidiyorum. Dönmek kısmet olur mu bilmem. Ama dönemesem bile biliniz ki sizinle konuştuklarım, sizin bana Kur’an’dan okuduklarınız, öğrettikleriniz yoldaşım olacak. Dualarınızı esirgemeyin. Kardeşliğe kabul buyurduğunuz Ernest”

Notun yanında onun defteri, defterin üzerinde söylediklerimi yazdığı kalemi duruyordu. Bu deftere günlerce neredeyse durmadan yazmıştı, belli ki okuyayım diye masada bırakmıştı ama o anda okuyacak durumda değildim. Defterin hızlıca çevirdiğim sayfalarının arasında sıkıştırılmış kırmızı bir kurdele buldum. Kim bilir bu kurdele neden saklanmıştı. Aynı sayfada çerçeve içine alınarak süslenmiş bir ‘B’ harfi vardı. Yüreğimin güçsüzleştiğini hissediyordum, artık acıları kaldıramıyorum, belki de yaşım ilerlediği için böyleydim.

Ernest’ten bir haber bekleyerek geçiyor günlerim. Kötü bir haber alacağım diye yüreğim ağzımda, bile diyemiyorum çünkü Gazze’den tek bir iyi haber gelmiyor ki!

ERNEST İLE KONUŞMALARIMIZ - 5

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 01.07.2025

Gazzeye Gitmek İstiyorum, Dedi..

- Ernest, artık seninle daha açık konuşmamız gerekiyor. Ben senin adının kimlik kartında ‘Doğan’ olduğunu, babanın ve annenin savaş yıllarında Avusturya’dan kaçıp ülkemize geldiklerini, gelince de ‘Türk adları alarak Türkçe konuşma’ kararı veren büyüklerinizin talimatına uyduklarını biliyorum.

Ernest kalktı, arkasındaki kitaplıktan aldığı eski bir kutuyu açtı. İçinden sararmış fotoğraflar, bir pasaport, birkaç mektup ve bir de defter çıkardı. Masanın üzerine yavaşça serdi hepsini.

- Evet, gerçek bildiğiniz gibi, dedi sesi titreyerek. İnsan bazen karşısındakinin yaşını yüzünden değil, sesindeki hüzünden anlar ya, öyle bir andı. Gözlerinde çocuklukla yaşlılık arasında sıkışıp kalmış bir bakış vardı. Konuşmasını sürdürdü:

- Babam, Nazilerden kaçmış bir Yahudi, annem bir Alman. Savaşın içine doğmuş ikisi de. Evimizde, bu konular hiç konuşulmazdı. O sıkıntılı yıllarda annem babama sığınmış, babam sığınacak yer olarak Türkiye’yi bulmuş.

Kısa bir sessizlik oldu. Defterin sayfasına dokundu.

- Babam hep derdi ki: ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, burada iş güç sahibi oldum. Fakat ne zaman unutmak istediğim geçmişimden bir şeyler anlatmaya kalksam, geçmişin karanlık suskunluğu boğazımı sıkıyor. Çünkü bazı şeyler gerçekten de anlatılamaz sadece yaşanırmış.’ Şimdi şu anda ben de ilk kez kendi gerçeğimden söz etmeye yakınım. Çünkü siz bana bir yer gösterdiniz, Gazze’yi. Ve Gazze bana, kendi geçmişimi yeniden anlattı.

Sessiz İsyan

Ayten DURMUŞ

Çakal kondu kurt yurduna
Gönlüm kırık bu ellere.
İçimde sessiz fırtına
Dökülsün artık dillere.

Çamurum ateşte pişmiş
Torpil-rüşvet ince işmiş
Meğer devir çok değişmiş
Bülbül konmazmış güllere. 

Her yoğurttan yandı dilim
Adam kayırma bir ilim (!)
Bu halden razı değilim
Tûtî ne desin lâllere.

Boyun büktü çınarlarım
Kurutuldu pınarlarım
Ses vermiyor duvarlarım
Öfkemi yükle yellere.

Yüz çevirme dostun olan
Gece-gündüz hatır soran
‘Yolculuk var’ deyip duran
Saçlarımda ak tellere.

Bakma çöküp kaldığıma
Bin verip bir aldığıma
Kendimden saklandığıma
Hala közüm ben küllere. 

Duanın menzili nere
Sesim ulaşmaz göklere
Çıldırdım da ben kaç kere
Kendimi attım sellere. 

Zalimler sırtımdan insin!
‘Paryalık’ yazgım silinsin!
Sessiz isyanım bilinsin!
Neden atıldım çöllere?

Neden atıldım çöllere?

Sayfa 1 / 40

VİDEOLAR


Aile ve Toplumsal cinsiyet eşitliği (21.12.2024)
Aile ve Toplumsal cinsiyet eşitliği (21.12.2024)
israil Gerçeği-2-(Arz-ı Mev’ud - Yeşayanın Kehaneti) (06.12.2024)
israil Gerçeği-2-(Arz-ı Mev'ud - Yeşayanın Kehaneti) (06.12.2024)

İsrail Gerçeği-1 (29.11.2024)
İsrail Gerçeği-1 (29.11.2024)
Kur’an’da Önerilen Müslüman Ahlâkı (16.05.2024)
Kur'an'da Önerilen Müslüman Ahlâkı (16.05.2024)

Allah’ın Dostları-Veli/Evliya (23.05.2024)
Allah'ın Dostları-Veli/Evliya (23.05.2024)
Allah Neden Vardır? (02.05.2024)
Allah Neden Vardır? (02.05.2024)

Mutluluk Nedir? (25.04.2024)
Mutluluk Nedir? (25.04.2024)
Kur’an’a Şirk Koşmak.(07.03.2024)
Kur'an'a Şirk Koşmak.(07.03.2024)

Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)
Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)
Rasulullah’ın Kur’an’la İlişkisi (22.02.2024)
Rasulullah'ın Kur'an'la İlişkisi (22.02.2024)

Kur’an’a Göre ’insanların çoğu’ (15.02.2024)
Kur'an'a Göre 'insanların çoğu' (15.02.2024)
Kur’an’a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)
Kur'an'a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)

Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)
Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)
Kur’an’da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)
Kur'an'da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)

Sorumluluk Bilinci, Kur’an’a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)
Sorumluluk Bilinci, Kur'an'a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)
İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)
İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)

Kur’an’ın Aile Önerileri (21.12.2023)
Kur'an'ın Aile Önerileri (21.12.2023)
Cihad Nedir? (14.12.2023)
Cihad Nedir? (14.12.2023)

Allah’ın Orduları (07.12.2023)
Allah'ın Orduları (07.12.2023)
Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)
Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)

Siz Diyorsunuz ki - Kur’an Diyor ki (26.10.2023)
Siz Diyorsunuz ki - Kur'an Diyor ki (26.10.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)

Kur’an’ın Anlaşılması Önündeki Engeller ’Çeviri Sorunu (02.11.2023)
Kur'an'ın Anlaşılması Önündeki Engeller 'Çeviri Sorunu (02.11.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)

Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)

Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri  (23.04.2019)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri (23.04.2019)
Joomla templates by Joomlashine