DİL ÜLKEMİZ

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 05.03.2025

Bir dilin gücü; kişi adları (/adıllar), yakınlık adları, sayı adlarının o dilden olması; sözcük türetme gücü ve yeteneğiyle belirlenebilir. Dilimizin bu konulardaki gücü, kısa bir araştırma yapan herkesçe bilinebilir.

Başka dillerle karşılaştırıldığında kullanışlı türetme ekleri nedeniyle dilimizin yeni sözcükler türetme yeteneği çok gelişmiştir. Başka dillerde ancak yeni sözcüklerle verilebilen anlamlar, dilimizde yapım ve çekim ekleriyle tek sözcük içinde verilebilmekte, böylece o tek sözcük tam bir cümle olabilmektedir. Örnekler: Türkçe birkaç sözcüğü, Arapça ifadesiyle karşılaştıralım: Karşılaşmadan: Min kabli en telkavhu. Yazmamalıydı: Ma kane yecibu aleyhi en yektube. Gidemeyecekmişsiniz: Len tetemekkene min ezzehab. Bu örnekler, aldıkları tek yanlı eğitim nedeniyle yeterince bilmedikleri Türkçeye önyargılı yaklaşanların dilimizin kapasitesinin farkına varmaları, gücünü ve hakkını teslim etmeleri içindir. (Bu konuda Ali Şir Nevai yöntemiyle yaptığımız bir karşılaştırmayı da okurlarımıza sunacağız.)

I. DİL, GÖREVİ VE DİLİMİZİN ÖZELLİKLERİ

a. Dil nedir: İnsanların, duygularını, düşüncelerini bildirmek için sözcükler ya da işaretler aracılığıyla yaptıkları anlaşma, öteki kişilerle iletişim kurmanın en önemli yöntemidir. Yeryüzünde 3000’e yakın dil konuşulmaktadır, bunlardan 118’i devlet dilidir. 1980’lerde UNESCO tarafından hazırlanan bir raporda Türkçenin konuşan sayısı bakımından dünyanın beşinci büyük dili olduğu açıklanmıştır. Her dil, başka dillere sözcük verir ve başka dillerden de sözcük alır. Millet olarak yaşadığımız alanın genişliği nedeniyle dilimizden başka dillere de çok sayıda sözcük geçmiştir. Örnek: Sümerce ile Türkçe arasında ortak 168 kelime vardır. Günümüzde ise Çincede 300, Farsçada yaklaşık 3000, Urducada 227, Arapçada yaklaşık 2.000, Rusçada yaklaşık 2.500 olmak üzere çok sayıda Türkçe sözcük kullanılmaktadır.  

ÇAĞIMIZA UYGUN CAMİLER İÇİN ÖNERİLER

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 24.02.2025

Farkında olunsun ya da olunmasın mabetler, insan ve toplum hayatının odağında yer alır. Hem geçmişin kalıntılarında hem de hala kullanılan mabetlerde bu durum belirgin bir biçimde ortadadır. Çünkü insanın cevap verilmesini beklediği ‘var oluş’ soruları vardır ve bu sorulara pozitif bilimin verdiği cevaplar, insana yeterli gelmemektedir. Bu nedenle tarihin her döneminde, Tanrı’nın verdiği kabul edilen cevaplar veya insanların Tanrı adına verdiği cevaplar, insanlık üzerinde daha etkili olmuştur. 

Bundan epece önce, görevlilerinden izin alarak bir arkadaşımla Hollanda’daki bir kilisede pazar ayinine katılmıştık. Papaz kısa bir şeyler anlattı, elindeki kitapçıktan kısa bir şeyler okudu, müzik eşliğinde hep birlikte ilahi söylediler. Sonra bir elin gireceği kadar bir para toplama torbası, küçük bir çocuk tarafından, herkesin kürsüyü görmesini sağlayan meyilli bir zeminde oturan kişiler önünde dolaştırıldı ve ayin bitti. Oradakiler yukarı doğru çıkmaya başladı, biz de aynı şekilde kilisenin bu bölümünün hemen dışında bol ışık alan camlı bölüme geçtik. Burada pencerenin önündeki uzun mermer masalara çay, kahve başta olmak üzere pek çok içecek; pasta, çörek, börek türü pek çok yiyecek sıralanmıştı. Herkes tabağına bunlardan alarak birbiriyle sohbet etmeye başladı, küçük topluluklar oluştu. Ben özellikle gençlere baktım, onlar da yiyecek-içeceklerini alarak küçük topluluklar halinde sohbet etmeye başladılar. İşte bu tarihten sonra gittiğim farklı ülkelerde, insanları mabetlere çekmek için ne yaptıklarına hep dikkat ettim.

SESSİZ TÜRKÜ!

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 04.02.2025

Dedin ki: ‘Gün ışıtır, bağlatmaz karaları’
Ben baktım gökyüzünde ne gün ne de ay vardı
Her günün doğuşunda gönlümün yaraları
Kanarken kutlu bir el öz merhemiyle sardı.

Okuduğum ne varsa uğraştım anlamaya
Beynimin doğumunda zordu çektiğim sancı
Kavrulup ışık oldum gündüz gün, gece aya
Herkesin harcı değil çektiğim büyük acı.

Önümü göremeden yürüdüğüm yollarda
Kuşku nedir bilmedim, arkama hiç bakmadım.
Yine tut, dirilt beni gâh yaylada gâh yarda
Kaç ateş denizinden geçtim asla korkmadım.

Kendimden saklanırken içimdeki kucakta
Düşünceler güreşti, yordu, tüketti beni
Nereye bağlandığı bilinmez salıncakta
Bazen aklım, fikrim de yolda kaybetti beni.

Salınırken evrenin bir ucundan ucuna
Arıyordum kaybolan beni kendi içimde
Rast gelmedim kimsenin elmastan sorgucuna
Mevsimler boyu süren sürgün yürek göçümde.

‘Kendimi anlatmadan biri beni anlasın!’
Derken donmuş yıllarım tabur tabur dizildi
Bırak beni kör duman, ışıklarım parlasın
Şaşırma hiç kaderim gün ve ayla çizildi.

Umudun ellerinden tutunca bırakmadım
Sardım kırıklarımı, saçlarımı okşadım
Hem öksüz hem yetimdim ama ağıt yakmadım
Demedim ki: ‘Hayatı üç talakla boşadım.’

Ruhuma ‘Ninni’ deyip beşiklerde sallarken
Sessiz türkülerimi kendime söylüyorum.
Bu son dilekçemi de Yaratan’a yollarken
Güçsüzlüğümü bilip mucize bekliyorum.

ÇAĞDAŞ HAÇLI SAVAŞLARININ TEOLOJİK SALDIRI YÖNTEMLERİ

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 08.01.2025

(Bu genel başlık altında önceki yazımızda ‘1. Siyasal saldırılar. 2. Ekonomik saldırılar. 3. Silahlı saldırılar’ başlıklarına değinmiş, önemi nedeniyle ‘4. Teolojik saldırılar’ başlığımızı ayrı bir yazıda ele alacağımızı belirtmiştik.)

İslam dünyasına, çok yönlü Haçlı saldırılarının tarihi çok eskilere gitmektedir. Günümüz Haçlılarının, ellerindeki uydurulmuş Tevrat’ın yanına ekledikleri pagan Roma inançlarının yeni kabuğa bürünmüş ifadesi ve Pavlus’un mektupları çerçevesinde yeniden biçimlenen Hristiyanlıkla ulaşmak istedikleri temel bazı amaçları şunlardır: Misyonerlik çalışmalarıyla, 

  1. Başka toplumları mümkün olabildiği kadar Hristiyanlaştırmak.
  2. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki zenginlikleri çalmak ve gasp etmek
  3. Başka ülkelerin bu çalışmaları yapan ülkeye siyasal bağımlılığını/köleliğini sağlamak.
  4. Dünyadaki diğer kültür ve medeniyetleri yok ederek ‘Hristiyan’ kültürünü egemen kılmak.
  5. Yüzlerce yıldır Haçlı savaşları yaptıkları Müslümanları yenmek ve İslam’ı yok etmek. 

BEŞ KADIN ÖYKÜSÜ

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 02.01.2025

SAYIN YOLCULARIMIZ!

Antalya’da yapılan bir toplantıya katılmışlardı. Konu, ‘İslam’ın kadınlara verdiği haklar, aile ve sorumluluklar’ idi. Ülkedeki farklı ilahiyat fakültelerinden gelen tamamı erkek hocalar, bu konuda yaptıkları konuşmalarla konuyu açıkladıklarını; son dönemde gücü ve eleştirileri artan feminist hareketin eleştirilerine ve Müslüman kadınların pek de yüksek sesle olmayan sorgulamalarına cevap verdiklerini düşünüyorlardı. Bunların çoğu, kendileri bir konuda konuşunca herkesin ‘A öyle mi? Peki, tamam öyleyse.’ diyeceğini düşünüyor; önceki kuşakta görülmeyen sert eleştirilerden -yaşları gereği- pek de haberdar olmadıklarından her konuya açıklık getirdiklerini düşünüyorlardı. ‘Kadının yöneticiliği, hâkim ve savcılığı, şahitliği, miras hakkı, nasıl yoluculuk yapabileceğinin ayrıntıları gibi’ bir sürü önemli(!) konuda önceki söylenenler, yeni sözcüklerle yeniden sunulmuştu bu toplantıda da. Çoğu eşleriyle gelen hocaların bir kısmı özel araçlarıyla gelmişlerdi, bir kısmı uçakla. Dönerken de büyük kısmı, Ankara üzerinden aktarma yaparak döneceklerdi. Bunlar, havaalanına gelmiş, Ankara uçağına binmiş, uçağın kalkmasını bekliyorlardı. Saat geldi, hareket edileceği anlaşıldı ve uçağın içinde pilotun duyurusu duyuldu:

ÇAĞDAŞ HAÇLI SAVAŞLARININ YÖNTEMLERİ

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 13.11.2024

Yahya Sinvar’ın şehadeti gölgesinde, İsrail Terörü ve Çağdaş Haçlı Savaşlarının yöntemleri

İsrail, İslam coğrafyasının kalbinde kök salmaya çalışan zehirli bir sarmaşıktır. Kesinlikle sökülüp atılmalıdır. Bu zehirli sarmaşık, İslam coğrafyasının kalbinde olduğu sürece, dünyanın şer ekseni olan Fransa, İngiltere, Almanya, ABD vb. gelişmiş silah tüccarı olan tüm emperyalist -yani geçmişte bizimle Haçlı savaşları yapan- devletlerin bugünkü yöneticileri, bölgede kan dökmeyi, fitne fesat çıkarmayı sürdüreceklerdir.

İsrail, emperyalist Batı’nın İslam coğrafyasındaki merkez kolonisidir: Emperyalist ülkelerin, İslam coğrafyalarında kendilerine bağlı müstemleke devletçikler oluşturarak buraları sömürmeleri kendilerine yetmemiştir. Buna ek olarak bölge ülkelerinde en fazla ‘sömürge valisi’ konumunda olan yöneticilerin başında sallanan bir ‘Demokles’in kılıcı’ görevi yapan bir ülkeyi gerekli görmüşlerdir ki bu da İsrail’dir. Bölgedeki Müslüman ülkelerden gizlenmeyen bu durum, ABD Başkanı Joe Biden tarafından: ‘Eğer İsrail olmasaydı, onu icat etmemiz gerekirdi.’ diyerek açıklamıştır.

BİZ İŞTE BUYUZ!

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 29.10.2024

Günlerdir, haftalardır çocuk cinayetleriyle gündemimiz doldu. Gün geçmiyor ki bizi dehşete düşüren yeni bir olay ekranları kaplayıp gündem olmasın. Bir taraftan bitmeyen Yahudi saldırganlığı karşısındaki dehşetimiz son sınırına gelmişken diğer yandan ülke içinde vahşetin çukurunda yaşayanlar eliyle gerçekleştirilen çocuk cinayetleri, kadın cinayetleri ve gündemden düşmeyen sapkınlıklar karşısında, millet olarak duygularımız etkileniyor; mutsuzlaşıyor, her şeye ve herkese karşı güvensizleşiyoruz. Neredeyse gülümsemeyi unuttuk. Millet olarak üzerimizde bir mutsuzluk ve gerginlik var. Hayatımızın Yaratana minnet duyulup şükredilecek yanlarını göremez olduk. İşte bu nedenle bu yazımda tanık olduğum veya dinlediğim iç ısıtan olaylardan örnek vermek istiyorum. Çünkü biz, ekranlardan -belki de bile isteye- düşürülmeyen iğrençliklerin yaşanmasının doğal olduğu bir toplum değiliz. Tersine tüm bu azgınlıkların, -tıpkı kangren olmuş bir parmağı yanlış merhamet duygusuyla kesmeyip bedende bırakmak gibi- suçlulara gereken cezaların verilmemesi ya da yetersiz ceza verilmesi nedeniyle ortaya çıktığını ve arttığını düşünmekteyiz. Bu yazıda vereceğim örnek olay ve durumlarla ‘Biz işte buyuz!’ demek istiyorum. Buyurun toplumumuzda yaşanan güzel olay ve durumları birlikte okuyalım:

YEŞEYA’NIN KEHANETLERİ VE İSRA SURESİ’NİN İŞARETİ

Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 20.10.2024

Filistin topraklarının işgali sürerken Gazze’yi yıkıp yok etmek için kara harekâtı başlatacağını söylediğinde Netanyahu, (10/2023) Hristiyan Batı’nın desteğini artırmak için şunları söyledi:

"Bizler ışığın insanlarıyız, onlar karanlığın insanları ve ışık karanlığa karşı zafer kazanacaktır… (Savaşımız) şer ekseniyle özgürlük ve ilerleme ekseni arasındaki bir mücadeledir. Yeşaya'nın kehanetini gerçekleştireceğiz. '‘Ülkenden şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık…’ (Yeşaya 60/18).” Birlikte savaşacağız, birlikte kazanacağız.’

Yahudi yönetiminin üst kesiminde yer alanlarının sık sık Tevrat uydurmalarına işaret ederek mevcut durumu değerlendirmeleri ve bundan sonra olacak olanlara işaret etmeleri, kurgulanmış ve bugün bilimsel açıdan pek çok uydurmayı barındırdığı kabul edilen Tevrat’ın kehanetlerine inanmaları nedeniyledir. İşte bu nedenle Yahudi katil Netanyahu, Gazze’yi bombalatıp kadın-çocuk-genç-yaşlı binlerce masumu katleden sapkınlığını işlerken ‘Yeşaya’nın kehaneti gerçekleşecek’ diyerek Tevrat’a atıfta bulunmuş, yaptığı işin Tanrı’nın vahyine uygun olduğunu Yahudilere ve özellikle Hristiyanlara hatırlatmak(!) istemiştir. Netanyahu neden özellikle Yeşaya’nın kehanetlerinden söz etmektedir? Çünkü Hristiyanların kanonik dört İncil’inde Yeşaya’dan 4-5 kere bahsedilir. Bu nedenle Yeşaya, Hristiyanların üç mezhebinde de çok makbuldür. (Hristiyanlar Tevrat’a/Eski Ahit’e ve Hz. Musa’ya inanır ancak Yahudiler, İncillere/Yeni Ahit’e ve Hz. İsa’ya inanmazlar.)

Sayfa 2 / 40

VİDEOLAR


Aile ve Toplumsal cinsiyet eşitliği (21.12.2024)
Aile ve Toplumsal cinsiyet eşitliği (21.12.2024)
israil Gerçeği-2-(Arz-ı Mev’ud - Yeşayanın Kehaneti) (06.12.2024)
israil Gerçeği-2-(Arz-ı Mev'ud - Yeşayanın Kehaneti) (06.12.2024)

İsrail Gerçeği-1 (29.11.2024)
İsrail Gerçeği-1 (29.11.2024)
Kur’an’da Önerilen Müslüman Ahlâkı (16.05.2024)
Kur'an'da Önerilen Müslüman Ahlâkı (16.05.2024)

Allah’ın Dostları-Veli/Evliya (23.05.2024)
Allah'ın Dostları-Veli/Evliya (23.05.2024)
Allah Neden Vardır? (02.05.2024)
Allah Neden Vardır? (02.05.2024)

Mutluluk Nedir? (25.04.2024)
Mutluluk Nedir? (25.04.2024)
Kur’an’a Şirk Koşmak.(07.03.2024)
Kur'an'a Şirk Koşmak.(07.03.2024)

Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)
Narsizm, Sekülerizm, Deizm. (02.03.2024)
Rasulullah’ın Kur’an’la İlişkisi (22.02.2024)
Rasulullah'ın Kur'an'la İlişkisi (22.02.2024)

Kur’an’a Göre ’insanların çoğu’ (15.02.2024)
Kur'an'a Göre 'insanların çoğu' (15.02.2024)
Kur’an’a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)
Kur'an'a Göre Din Tüccarlığı. (08.02.2024)

Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)
Yaşamın Amacı Anlamı. (19.01.2024)
Kur’an’da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)
Kur'an'da İnsana Sorulan Sorular. (12.01.2024)

Sorumluluk Bilinci, Kur’an’a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)
Sorumluluk Bilinci, Kur'an'a Göre İnsanın Sorumlulukları. (04.01.2024)
İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)
İnsanın Dünya Sınavının Konuları (28.12.2023)

Kur’an’ın Aile Önerileri (21.12.2023)
Kur'an'ın Aile Önerileri (21.12.2023)
Cihad Nedir? (14.12.2023)
Cihad Nedir? (14.12.2023)

Allah’ın Orduları (07.12.2023)
Allah'ın Orduları (07.12.2023)
Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)
Lanet-Lanetlenme Nedir? (30.11.2023)

Siz Diyorsunuz ki - Kur’an Diyor ki (26.10.2023)
Siz Diyorsunuz ki - Kur'an Diyor ki (26.10.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)
Sadaka ve Zekat Nedir? Kaç Çeşit Sadaka Vardır?(09.11.2023)

Kur’an’ın Anlaşılması Önündeki Engeller ’Çeviri Sorunu (02.11.2023)
Kur'an'ın Anlaşılması Önündeki Engeller 'Çeviri Sorunu (02.11.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)
Ecel ve Ecel i Müsemma (19.10.2023)

Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kader Nedir? Kader Algımız Nedir? (12.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)
Kıyamet Çeşitleri (05.10.2023)

Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Kadın Çıkmazları (20.06.2021)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri  (23.04.2019)
Ailevi Mutluluğun Temel İlkeleri (23.04.2019)
Joomla templates by Joomlashine