Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 31.12.2021
Yanılıp kendini, kendinin sanma
Seni bir Yaratan var insanoğlu
Azgınlaşıp göğe parmak sallama
Kabir denen o yer dar insanoğlu!
Güçlüyken herkesi sürüp güderdin
Lafımın üstüne laf olmaz derdin
Bozuk kimliğine çok değer verdin
Bencilliğin oldu sur insanoğlu!
Büyüklendin burnun yere düşmedi
Yüce dağın boyu seni aşmadı
Ömrün kum saati asla şaşmadı
Kısacık sefanı sür insanoğlu!
Dedin: ‘Şu sözümü diyen dil benim
Yumruğu indirsem vuran el benim
Asılsam ömrüme kopan tel benim’
Hadi kırık tele vur insanoğlu!
Zengin oldun yoksul hali bilmedin
Nice çağrı duydun, bir kez gelmedin
Güçsüzün gözünden tek yaş silmedin
Yakar o damlalar kor insanoğlu!
Parlayan gözünün ışığı solsa
İçine bilinmez nağmeler dolsa
Pişmanlık bestesi saçını yolsa
Ne yapsın vicdanın sor insanoğlu!
Ruhun sakat dolu, kalbin leş dolu
Bir etmek ne mümkün sağ ile solu
Nasıl aydınlatsın gittiğin yolu
Sırtını döndüğün nur insanoğlu!
Ve ben geldim sende koptu kıyamet
Aklın biraz başa geldi nihayet
Artık ne dönüş var ne de merhamet
Vur artık bağrına vur insanoğlu!
Postunu yatağa serdiğin zaman
Gözlerin açılmaz gördüğün duman
Acırsın kendine halin pek yaman
Bak neymiş ettiğin kâr insanoğlu!
Kaç kez sana geldim, kaç kez yokladım
Kaç kez yere serdim kaç kez hakladım
Ezdim gururunu seni pakladım
Sen de şu kibrini kır insanoğlu!
Ömrünü çalarken türlü hırsızlar
Salgın eşitledi bilmez arsızlar
Ateşin kırk olmuş, her yanın sızlar
Durma merhemini sür insanoğlu!
Çok yanıp kavruldun günler boyunca
Hep sabah bekledin akşam olunca
Hangi dava için böyle coşkunca
Aktı alnındaki ter insanoğlu!
Bir yudum su için kalkamaz kolun
Çelindin, karıştı sağınla solun
Ne anlamı varmış tuttuğun yolun
Biraz düşün bir kez dur insanoğlu!
Nefesin azaldı, için dar geldi
Ağlasan utandın, sana ar geldi
Yazı anlamadan sonbahar geldi
Yağdı saçlarına kar insanoğlu!
Hiç heves etmedim sende kalmaya
Cizye, fidye alıp haraç salmaya
Bir tek nefesini rahat almaya
Neyin varsa şimdi ver insanoğlu!
Bugün zehir mi var çorba tasında
Gerçekler kararmış gözün pasında
Aklınla kalbinin tam ortasında
Durmaz salıncağı kur insanoğlu!
Dedin: ‘Hesap bitti!’ defteri dürdün
İhtar çektim sana, mezarı gördün
Kıyısına gelip kaç kere durdun
Söyle bu kaçıncı tur insanoğlu!
Anlat şimdi neymiş dünyanın süsü
Nasılmış mazlumun sessiz türküsü
Yaşattım sana bir ibret öyküsü
Gör artık gerçeği kör insanoğlu!
Gerçek âşık benim, özüm özünde
Ellerim elinde, gözüm gözünde
Hani aşk ölmekti senin sözünde
Ölümü horlama, hor insanoğlu!
Aydın gündüzleri kara taradın
Sormadın bir kere neydi muradın
Hep kendi dışında derman aradın
Tövbe de, gönlünü sar insanoğlu!
Ellerimde titrer şimdi bedenin
Yeri boş kalmıyor gördün gidenin
Beklerim, gel hazır atlas kefenin
Ölümdü bildiğin sır insanoğlu!
Seni bir Yaratan var insanoğlu!
---
* Şiirin başlığı Kanuni Sultan Süleyman/Muhibbi’nin aynı adlı beş beyitlik gazelinin ilk beytinden alınmıştır.
1. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi!
2. Saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdur,
Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi
3. Ko bu ıyş ü işreti çünkim fenâdur akıbet,
Yar-ı baki ister isen olmaya taat gibi.
4. Olsa kumlar sayısınca ömrüne hadd ü aded,
Gelmeye bu şişe-i cerh içre bir saat gibi.
5. Ger huzur etmek dilersen ey Muhibbî fariğ ol!
Olmaya vahdet cihanda kûşe-i uzlet gibi.
(Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün)