Saçının aklarına dokunma Süleyman Emmi,
Bu, yaşayan herkes için kaderdir
Öyle derin derin aynaya bakıp
Çevirme başını gençlik resmine
Ellerinle ovma dizlerini, Süleyman Emmi,
Dizlerin de yorulmuştur, yüreğin gibi
Güçsüzlüğü her zerrende hissedip,
‘Ah!’ çekip kahırlanma, hayat böyledir
Evde tek kalmışsan ahir ömründe
Köroğlunu erkenden öteye göndermişsen
Ne yapalım, sözleşmesi yok hayatın
Herkesin sende yeri var, nerdeydi senin yerin
Dostların birer birer gittiyse Süleyman Emmi,
Yalnızlık yapıştıysa yakana, kalabalıklarda
Kırk yıl hatırlı kahveyi, içmek için dost yoksa
Belki artık ölsen iyi olur, ne dersin
Dedin ki: “Varsa verirken, yoksa bulurken
Ne de çoktu etrafımda insanlar
Herkesin bir şekilde yaşadığı dünyada
Yalnızlıktan büyük bir illet olmaz.
Eşsiz yuva ev değilmiş, körmüş duvarlar
İnsan ağlarken ‘Ağlama’ diyen olmaz
Bayılsan ya da ölsen, en yakınların
Eller duyup haber vermeden duymaz.”
-Erkeksin-, ağlama yine de Süleyman Emmi,
Bak, iş-güç sahibi oldu çocukların,
Bak, bir sürü torunların oldu
Hâlbuki bir zaman sen tek bir kişiydin
Tamam, Süleyman Emmi, en azından son bayramda
Çocukların, torunların gelmemişse yanına
Herkesin işi gücü boylarından fazlaysa
Komşuların da çalmamışsa kapını, istediğin kadar ağla.