Kimde ilim imanla beraberdir
Tevazu vardır, denge vardır.
Bu aksayıp duran burnu yukarılar
Tek ayağa sahip kemal yolcuları
Baston kadar destek yoksa
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar
Sonra ağaca bakıp, kasnak hesap ederek
- Lala, derler, ne çıkar bundan?
Ham yobaz ve bilgili sapkın
Birbirini okşayan iki el
Giderler aynı yolda yan yana
Ağızlarında aynı sözler…
Köpeksiz köylerde değneksiz dolaştılar
Boş meydan gördükçe savurdular
Beylik lafları
Rüzgâr tersten esince kalmadı
Ne kendileri ne sözleri ne havaları
Ama sözlerinin tozları
Bulandırdığı için bakışları
Hala yaşatıyor bazı sıkıntıları
Bunları baş üstü gezenler anlamaz
Çakılıp kalanlar örkü üstüne
Ahırını dünya sanan anlamaz
Ve temiz havalarda midesi bulananlar
Ben özgürlük diyorum
Bunlar zincir istiyor.
Törpülendi bütün samimiyetler
Çıkarcıların ellerinde
Nişanlı beş bin melek gelmez öyle
Sen ilk düştüğünde çağırdın diye
Umudun kapısını aşındır biraz
Asıl kırk kulpunun en az birinden
Bilen bilir en büyük mutluluk olduğunu
Kişinin kendi hizmetini görebilmesinin
Yürümesinin salınarak yollarda
Bir yudum çayı ağız tadıyla içebilmesinin
Ama asıl mesele, sen kendine getir baharı
Sen ömrüne getir yazı, hasadı
Senin çiçeklerin, kasımpatın açsın
Sözlerin zamana ışıklar saçsın
Sen tut şafağın saçlarından, sen kalk ayağa
Sen mazlumun yanında yer al
Zalimin karşısında…
De ki sen de bir kere: ‘Ben varım’