Zinciri zincir eden her bir halkadır Şayna
Sen uçları birleştiren büyük halkasın
Seni seçkin kılan herkes gibiliğindir
Biriktirdiğin kül, yaktığın ateştendir tekliğin
Susuzsan, içtiğin de suysa, kâsenin ne önemi var
Altın, gümüş, bakır, demir, toprak yahut bir avuç
Sunulan şey gibi sunana da iyi bak
Yeryüzü tanrıları sunmadıkça al ve iç.
Esir ettiklerine, esir olmadın Şayna
Soylusun, yükseldin, omuzlarına bastı ayakların
Bütün dereleri kendinde toplayan ırmaksın
Denizdeki zerre gibi parça ve bütün
Damlaya kıydığın zaman biter her şey gördün
Gök kuşağını boyadı az önce senin fırçan
Hakikat süs itemez, açık ve yalın söyle
Duvara konulacak son eksik taş adına.
Taşını kaybetmiş bir gerdanlık değilsin Şayna
Aşkın elinden tutarsa tutsun ölüm
Şu elbiseleri dik tutan omurgaların ruhu
Yorgundur, ölüdür, bazıları gömülmemiştir
Yolları mezarlıklarla biten bir kentte
Kaybolmak mümkün değil dön, gel
Büyüsü kaybolmadan sözlerin
Kuşluk vakti dağılan sisle beraber
Yoksulluğumu anlattım zenginlere Şayna
Tüketene kadar aldılar neyim varsa
Bir gölge aradım, yandığım zaman
Güneş bende gölgelendi
Hararetten kavrulup koştuğum pınar
İçti beni ciğeri soğuyuncaya kadar
Kutup yıldızına baktım en karanlık gecede
Dedi ki: Neredesin, yönümü bulacağım.
Ben ne yapacağım, biliyorsan söyle Şayna
İlim dediğim şeyler avuçlarımdan süzüldü
Hikmeti avlamak için gerdim yayı
Attığım ok bana döndü
Karanlığa bir ışık yakayım dedim
Yaktığım mum beni yaktı
Kanar düşüncelerimin yarası, derin ve sessiz
Şunlar sevdamın külleri, şunlar bende kalan iz
Sevecen bakmayan gözlerin gülüşünden sakın Şayna
Kimse yok mu iyilerin harman yerinden
Aşkını öldürmeden kuşanırsan öğrenirsin
Hicranın en gerçek vuslat olduğunu
Hasat günü gelince derilecek ne varsa
Ektiğin şeyler olacaktır
Marazlı bir aşk yaşayan âşık
Önce öldürecek sonra tapacaktır.
Seni neden sevindiriyor bilmem Şayna
Delilerin sevindiği müjdeler
Gönül bir meczup gibi kaybolduğunda
Onu alıp hastaneye götüren doğru yapmamıştır
Onu kendi evine götürmekte yanlıştır
O, kendi kemalinin eşiğine bırakılmalıdır
Hiç kemali yaşamadan, hep zevali yaşayanlar
Akıntısız suda bile yerlerinde kalamazlar.
Neden düz ovada dağıldın Şayna
Ben sana toplan, nehir ol, dedim
Kaldır kuvvetli pazılarınla meşaleyi
Aydınlat yolu kaybetmişler için menzili dedim
Sen başka ellerin ateşi tutacağı
Maşa olmak istedin
Olmaz canım. ısyan böyle çıkarılmaz
Böyle haykırılmaz, zulüm böyle yıkılmaz
Şimdi benimle gülsen ne olur Şayna
Ben hep tek başıma ağladım
Gördüklerine bakıp göz bebeğim, gözünü oyma
Postlarıyla dolaşanlara bakıp tenini soyma
Ruhu üryan, aklı üryan, kalbi üryan olanı
Örtmeye güç yetirecek bir elbise yok
Yardan mektup var dediler, sevindim
Baktım ki zarf da yok, mazruf da yok
Yalnızlık, hicranın zirvesidir, zordur Şayna
Durursan öfkelerinle ördüğün kuyunun dibinde
Biriktirdiğin kin damlaları boğulmana yeter
Her zalim zulmederken çakır keyif oluyor. Neden?
Başkasının altına izzetini minder eden
Kimi sevindirir, kimi rahat ettirir
Sen yine de kendinden bir ses, bir renk kat
Söylediğin ve yaptığın her şeye… Yakışır
Kütükler üzüm verdikçe yaşatılır Şayna
Kurursa, sökülüp yakılır çatır çatır
Eğer varsa makûs bir talih
Alın ve yürek teriyle silinip baştan yazılır
O zaman A’raf’ta olsan da doğru yere yürürsün
Sisler kalkar gözünden doğru görürsün
Omzun yalnızca kendi başını taşımaya adaydır
İraden binek olur, alnında seçtiğin vardır.
Her insanın affı mümkündür Şayna
Pişmanlığı kendi boyunu aşınca
Getirdiler suçluyu astılar. O benmişim
Yıkadılar ölüyü kefenlediler. O benmişim
‘Hüvel Baki’ yazan bir taş koydular. O benmişim
Eşik yaptılar basılıp geçilsin diye. O benmişim
Kubbeyi birleştiren son taşa, alemi oturttular
Taş da benmişim, alem de ben, kubbe de
Bir parçası insan kalanın Şayna
Gerisi de insanlaşır gözyaşlarıyla
İşte bu yüzden, yeryüzü tanrıları
İnsan yanları bilinmesin diye, gizli ağlarlar
Ve iyi bakarsan birilerinin omuzlarında
Uyur-gezer cüceler olduklarını görürsün
Sözlerinin ayakları yere basmaz, sayıklamadır
Cahiller nezdinde bunlar, öncü ve muttaki sayılır.
Öğlen vaktini neden sevmediklerini anladın mı Şayna
İkindin vakti gölgesiyle mest olanların
Hepsi kendi gölgesine meftun bunların
İçinden çıkamazlar kurdukları oyunların
Bükemediği eli yalamaya hazır bir kitle
‘Zâtı şahane’ diyerek ikiye bükülürler
Bunların bazısı ‘Biz’ der, bazısı ‘Allahuekber’
İnanma sakın şayna, hepsi yalnız kendine secde eder.