Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 21.02.2023
Neydi amacın bilmem, neden yıktın yurdumu
Dağ gibi enkazlarda söndü binlerce ocak
Kim silecek gözümü, kim bilecek derdimi
Neyi bassın bağrına yavrusuz kalan kucak.
Boyun devrilsin senin, gelme düşman başına
Defolup yaşatmadın şu gönlüme yasını
Yetim-yoksul demedin, bakmadın göz yaşına
Davacıyım, isterim acımın kısasını.
Demek yanına aldın bildiğin zalimleri
Daha tomurcuk olan çiçeklerimi ezdin
Kol gezerken yurdumda hainlerin timleri
Sen de heyula gibi şehirlerimde gezdin.
Selvi boylu ağacım nasıl serilmiş yere
Karanlığın ışığı tan değilmiş, öğrendim
Dönmüş binlerce yıldan kalan viranelere
Yıkılan her şehrimde, yıkılan asıl bendim.
Sen de kan kus acıdan, yıktığın ülkem gibi
Bu acıyı tarihe yazan kalem kırılsın
Saçtığın üzüntünün görünmüyor ki dibi
Şu öksüz ‘Annem!’ diye söyle kime sarılsın?
Çocukları üstüne kapanan bu babayı,
Kitaplarda teselli edecek bir söz var mı?
Andı, birlikte iken içtikleri son çayı
Şimdi ondan daha çok kavrulan bir köz var mı?
Enkazdan çıkan anne, çocuğunu soruyor
Sağırdır her yıkıntı, sesine ses veremez
Bacı-kardeş kim varsa birbirini arıyor
Gel, denilen gelemez; git, denilen gidemez.
Geride kalanlara hangi söz tesellidir
Çıkar mı belleklerden gidenlerin düşleri
Kalan bunca anıyla yaşamak-ölmek birdir
Kırılmış ağaç sanki geride kardeşleri
‘Canım’ diye ağlayan dul kalmış eşler için
Gücüm yetsin seni ben her şafakta asarım
Al götür, coğrafyamı kirletti senin piçin
Yoksa senin ağzına zehir-zıkkım basarım.
Kuzum diye inleyen nineler nasıl susar?
Öleni saydığınız sayılara dur deyin
Gök bize öfke kusar, yer bize ölüm kusar
Kuduran bu kâfire, azgına ‘otur’ deyin.
Davetsiz çıkıp geldin, istenmeyen konuksun
Biçerdöver gibiydin, cana yaptın hasadı
Yediğin haram olsun, öncün-artçın kahrolsun
Bir yol gösterin bize, batsın depremin adı.
Dur artık bir dur zalim, suçu ne milletimin
Neden saldırdın bize hangi elde kılıçsın
Gözyaşı seni yıkar kimsesiz şu yetimin
Suçlu iken neden bu mahkemede yargıçsın.
Kaç beldemin düşleri toprakla ufalandı
Akrebi dost bilmenin bedelini ödedik
Yürekler cehennemin kızgın suyuyla yandı
Bugün kara bağladık, oysa daha dün şendik.
Ey felaket tellalı, şom ağzını yummadın
Ahmak mı, sarhoş musun, söyle ne yedin-içtin?
Ceza mısın, cefa mı, ne imiş senin adın
Vay Allah’ın belası ne’m varsa yıkıp geçtin.
Kaç gündür ağarmayan bu neyin karanlığı
Yüzüne her güleni dost mu sandın milletim
Tüm kardeşlerim duysun yükselen bu çığlığı
Çaresizlik korunda yine yandın milletim.
Tarih boyu payına düşen hep şan-şerefti
Yere düşsen de bugün değerin eksik olmaz
Gökte kutup yıldızı olman asıl hedefti
Sabır acı ilaçtır, geçer bugünler kalmaz.
Yurdumun üzerinde bunca güneş batarken
Onlar için yastadır bayrağın ay-yıldızı
Gündüzümün üstüne karanlıklar yağarken
Yaratana el açtı, ülkemin oğlu-kızı.