Ayten DURMUŞ, hertaraf.com 02.08.2025
Yüreğimin yükünü nereye indireyim?
Gönlümdeki sızıyı ne yapıp dindireyim?
Ağlamak gerekmiyor göz yaşları dökerek
Yaldızlı gök kubbeme çöktü verdiğim direk.
Ne gidende umut var ne dönende mutluluk
Gördüğüm yüreklerden kan gider oluk oluk.
Şehrin ışıklarında nice umut kıpırdar
Bir gönül dostum gelsin, tek kişilik yerim var.
Yalnızlığım kudurur köpüren ırmak gibi
Sorma ‘Nasılsın?’ diye gördüm yine en dibi.
Sırt verdiğim dağ çöktü, tutunduğum dal kırık
Kurtuluş sahilinde bineceğim sal kırık.
Ne yapayım şimdi ben, kime çare sorayım
Düşümü yorumladım artık nasıl durayım.
Gözlenen yolcu benim yaklaşırken tan vakti
Ayağa kalktığımda bayraktar sancak dikti.
Tuttu elimden benim özgürlük dağlarımda
Yanlışım yine çoktu olgunluk çağlarımda.
İş başa düştü belli, yangın çıktı, han bizim.
Nedensiz ölümlere gönderilen can bizim.
Kutlu soyun çocuğu, el bilmez değerini
Her yolcuya pek çabuk veriyorsun yerini.
Oysa baş köşe senin, Han’a yaraşır hanlık
Sürüye köpek gerek fakat başka çobanlık.
Konuk gibi olur mu sahibi bir hanenin
Bölmeye razı değil, miras gücü yetenin.
Çapulcular doluşmuş hanı yağma var diye
Dönmüş her biri hemen ciğer görmüş kediye.
Madem öyle sen neden güçsüz gibi durursun?
Ata mülkün talanda, el gibi oturursun.
Ağzını açtığında dinlenecek söz olsun
De ki: ‘Dört iklim benim; bahar olsun, güz olsun.’
Yaylalarda ceylanım, ıssızlarda kurdumsun
De ki: ‘Her bir şehitle yoğurduğum yurdumsun!’
Talandayız, nerdesin, yine düş önümüze
Savaşmak tutkusunu aşıla özümüze.
Ta ki düşman titresin, delik arasın fare
Meydan okuyan başlar, devrilsin kara yere.
Biz kim idik bilelim, kendimize gelelim!
Kötü ise yazgımız alnımızdan silelim.
Adalet adımızdı, özgürlük soy adımız
Zalimleri titretsin dile gelen yâdımız.
Ben işte tam o zaman kendime ‘mutlu’ derim
Yaratandan kut alıp baş olan ‘kutlu’ derim.
Yüreğimin yükünü o zaman indiririm
Gönlümdeki o derin sızıyı dindiririm.
Sen de beni görürsün ta özümden gülerken
‘Bedene uygun bu baş, yakıştı bize’ derken.
Milletimin yazgısı yazılsın yeni baştan
Göğümüzde ışıklar, parlasın mutluluktan.
Göğümüzde ışıklar parlasın mutluluktan! (A. D)





























